Saatler ileri, Toksinler dışarı...

Saatlar ileri,

Toksinler dışarı...

 

Fırsat bu fırsat, hazır saatleri ileri alıp gün ışığından ve doğadan dahafazla faydalanmaya niyetlenmişken bahar detoksu ile vücudumuzu arındırarak dahasağlıklı yaşamaya devam edebiliriz. Sadece vücut değil RUH-ZİHİN-BEDENbütünlüğüyle detoksa, arınmaya bir fırsat bu günler:

Saatleri ileri alalım,

Toksinleri dışarı atalım,

Holistik şifaya yelken açalım;

 

Bugün saatler bir saat ileri alınıyor, insanlar teknolojiyi doğaya uydurmayaçalışıyor, doğadan, ışıktan daha fazla faydalanmak için, gereksiz harcadıklarıenerjiden tasarruf etmek için doğaya uyum sağlamaya çalışıyor...

 

Doğa ile uyumlu yaşadığınızda faydasını siz görürsünüz. Gün ışığını daha fazlakullanırsınız. Biliyoruz ki kemik sistemi ve bağışıklık sisteminizi güçlendiren D vitamini güneş ışınlarısayesinde cildimizde, derimizde imal edilir en doğal haliyle. Güneşle uyumluyaşamanın hediyesidir bu.

Yapılan araştırmalara göre gün ışığından faydalanmak için saatlerin ileriveya geri alınması toplumsal faydalar da sağlıyor. Trafik kazalarının vesuçların azalması, yangınların azalması, aydınlatma, ısıtma veya serinleticienerji kullanımında tasarruflar gibi faydalar da belirtilmiştir.

 

Binlerce yıl önceki bilgeler söylemiş:

İnsan aklı üç hata yapar, bunları yapmamak için;

Güneşle yat, güneşle kalk,

Üç öğün ye, doymadan kalk ve “mevsime, yöreye uygun ye”,

Zihninde kötü düşünce barındırma...

 

“mevsime, yöreye uygun ye” cümlesini ben ekledim, çünkü binlerce yıl önceinsanlar zaten doğal şekilde mevsime ve yöreye uygun yemek zorundaydılar ...

Evet, RUH-ZİHİN-BEDEN arınması yaparken öncelikle erken yatıp, erkenkalkmayı deneyelim. Güneşle erkenden kalkmanın sağlıklı keyfini deneyimleyelim.Akşam erkenden güzel şeyler düşünerek yatmışız ve keyifle gerinerek,gülümseyerek uyanıyoruz. Yeterli miktarda serotonin, melatonin, kortizol gibigün içindeki aktivitemiz için gereken nörohormonlar kaliteli şekildevücudunuzda gece boyu imal edilmiş ve sizi keyifle gülümseterek güne başlatıyor,ne güzel...

 

Niçin baharda detoks daha etkilidir?

Önce detoks veya arınma ne demektir gözünüzde canlandırın. Sadece banyoyaptığınızda derinizdeki kirler, toksinler gittiğinde ne güzel rahatlıyoruz,mutlu oluyoruz. 

Detoks, arınma vücudumuzdaki tüm organ, doku ve hücrelerin temizlenmesinisağlayarak bütüncül yani “holistik” bir arınma fırsatı veriyor. Buna “HolistikŞifa” diyoruz.

 

Vücudumuz anne karnında atık üretmeye ve bu atığı temizlemeye başlıyor.Çünkü anne karnında bile olsak her hücremiz metabolik faaliyetlerde bulunuyorve hücresel atıkları hücreler arası dokuya atıyor. Hücrelerarası mucizevidokumuz yani “Matriksimiz” bu atıkları lenf gibi sistemlerimizle atılmak üzereorganlara taşıyor. Karaciğerimiz, böbreklerimiz, akciğerlerimiz, derimiz,tükrük bezlerimiz bu maddeleri ayrıştırıp işe yaramayacakları dışarı atıyor.Eğer sağlıklı-dengeli bir şekilde yaşıyorsak bu arınma kendiliğinden yaşam boyudevam ediyor. Bu arınmaya biz duş alarak, hijyenik temizlikle, spor yaparak, hafifve dengeli beslenerek sadece yardımcı oluyoruz. Tersini yaparsak bu arınmayaciddi ölçüde engel olarak toksinlerin vücudumuzdan atılma hızını yavaşlatıp,zararlı maddeleri birikmesine neden olabiliyoruz.

 

Ne kadar sağlıklı-dengeli yaşıyoruz bir bakalım;

Bütün kış genellikle tahıl ağırlıklı besleniyoruz. Kışın yediğimiz meyvesebzelerin çoğu mevsime uygun değil, seralarda kimyasal hormonlarlayetiştirilmiş veya depolarda koruyucu maddelerle kaplanmış ham, olgunlaşmamış,bekletilmiş  gıdalar oluyor. Kışın dahaçok bu sindirimi doğamıza uygun olmayan moleküller içeren gıdalarla besleniyorve daha çok toksin üretiyoruz. Vücudumuzun kendini arıtma süreci genellikle bumaddeleri tam olarak temizleyemiyor, atamıyor ve dokularımızda birikmesine yolaçıyor. Dokularımızda hücrelerimizin ürettiği atıklara ek olarak:

bazı kimyasal hormonlar,

yabancı maddeler,

zirai ilaç kalıntıları,

deterjan artıkları,

endüstriyel kirlilik artıkları,

sindirime uygun olmayan gıdaların metabolik zararlı atık molekülleri,

hücrelerarası dokuda, matriksimizde giderek arttıkça birikiyor.

Ve bu tam olarak atılamayan atıkların, maddelerin vücudumuzun 37 derecelikısısında daha da bozularak, çürüyerek daha da zararlı madde ve moleküllerinoluşumuna yol açtığını düşünün. İşte pek çok belirtilerin teşhisi konulamayandurumların sebebi bunlar neden olmasın. Bu maddelerin akciğer dokusunda, beyindokusunda arttığında neler olabileceğini düşünün bir kez!

Sebebi bulunamayan ve gittikçe artan halsizlik, kontrol edilemeyentitremeler, kas güçsüzlükleri, kulak çınlama ve baş dönmeleri, sinirzayıflıkları... neden olabilir düşünün.

 

Bahar geldiğinde ise daha bol ve çeşitli doğal gıdalar alabiliyoruz. Dahatemiz su bulabiliyoruz. Baharda daha hafif gıdalara, meyve ve sebzeleriyetiştirmek daha kolay ve yaygın. Daha çok spor yapma imkanı, hatta deniz,havuz gibi imkanlar artıyor. İnsanlar doğanın güzellikleri içinde daha mutlu,neşeli, keyifli olabiliyor ve kış depresyonu ortadan kalkabiliyor.

 

İşte bahar başlangıcında vücudumuzu bu sağlıklı gıdalara hazırlamamız için“mucizevi bir eylem” yapmamız gerekiyor. Yeni ve temiz gıdaları vücudumuzayerleştirmeden önce dokularımızda biriken bu toksinleri atmamız, detoksyapmamız gerekiyor, ancak böylece gelecek temiz gıdalara yer açmış oluruz.

Peki bu “mucizevi eylem” nedir. Özel geliştirilmiş bir ürün müdür? Kimseninbilmediği bir bitkinin sapı mıdır? Nedir bu eylem?

Bu mucizevi eylem sadece içeride biriken toksinlerin dışarıya atılması içinkendi yaşam enerjinizin çalışmasına izin vermektir.  Zaten anne karnımızdan beri dokularımızı,matriksimizi sürekli temizleyerek bugüne kadar zehirlenip ölmemizi engelleyip bizibu güne getiren doğal yaşam enerjimize biraz fırsat tanıyalım, onu yoracakşeyler yemeden, temiz su içip ve çok az miktarda hafif beslenelim. İhtiyacımız olanmucizevi eylemin sadece “bir süre aç kalmak, hafif beslenmek, oruç tutmak”olabileceğinin farkına varalım.

Düşünün her toplumda, kültürde ve dinde belli zaman döngülerinde “oruç-fasting” vardır. İşte doğal süreç içindeinsanların bu alışkanlıkları çok eskiden gelmektedir. Mevsim dönüşümlerindearınma  ihtiyacı kendiliğinden toplumlarayerleşmiştir. Kültür ve dinler bunu bir diğerinden farklı olarak şekillendirmiştir.Temelde bu “mucizevi eylem”, insanın RUH-ZİHİN-BEDEN bütünlüğüne her dönem “faydalı”olarak görülmüştür, tavsiye edilmiştir.

 

Birikmiş zararlı maddeleri karaciğerimiz, böbreklerimiz atarken, vücudumuzadaha az “açlık hissine katlanabileceğimiz kadar az” gıda alarak beslenmeliyiz.Böylece biriken toksinler daha kolay ve çabuk atılacaktır. Eğer fazla kilomuzve yağlarımız varsa orada depo edilen enerjiyi vücudumuzun harcaması için bu azyeme sürecini uzatabiliriz. Böylece hem detoks yapmış, hem de fazla kilolardankurtulup “sağlıklı fit bir vücut”  görüntüsüne bu mucizevi eylemle kavuşmuş oluruz.

 

Bu “mucizevi eylem” süresinde alınan gıdalar daha temiz ve mümkün olduğukadar az olmalıdır. Kişi günlük yaşantısını bozmayacak kadar az beslenmelidir.Toksinleri atmak için dışarıdan maddeler, ilaçlar almak ne ölçüde doğruolabilir?  Eğer, ciddi bir mineral veyavitamin eksikliği var ise o madde alınabilir. Bunların dışında sağlıklı vehafif gıdalarda her şey var aslında.

Bu konuya açıklık getirebiliriz:

Antioksidan maddelerin bolca alınması gerekir mi?

Oksidan ve antioksidan madde nedir?

 

 

 

Normal vücut faaliyetleri sırasında ortaya çıkan;

lipid peroksitler

hidrojen peroksit

tekli oksijen atomları

süperoksitler  gibi maddelere“oksidan” madde diyoruz. Bu oksidan maddeler vücuda zararlıdır, vücudumuzdakalırsa bizi  hızla yaşlandırır. Bu maddelerdüzenli bir şekilde vücudumuzdan atılırlar.

Oksidan maddelerin etkilerini nötralize eden maddelere de antioksidan maddediyoruz.

Ama her antioksidan madde vücutta aynı şekilde etki etmez;

bazı antioksidanlar peroksi radikallerine etki eder,

bazıları süperoksit radikallerine daha çok etki eder,

O zaman tek bir antioksidan maddeye değil daha çeşitli antioksidan maddeyeihtiyacımız var. Örneğin,  ceviz, fındık,bademdeki antioksidan bileşenleri yağda çözülür; nar, vişne, yabanmersinindekiantioksidan bileşenleri suda çözülür

bu nedenle antioksidanları farklı kaynaklardan kullanmak önemli  olacaktır. Bu ise dengeli bir beslenmeyleolur. Her şeyi yiyerek değil.

Örnek verirsek kuşburnu, üzüm çekirdeği, mürdüm eriğindeki antioksidanlarfarklı farklı etki yollarına sahiptir. Bunlar gibi dünyada binlerce yiyecekvar. Bunlardan daha da fazla üretilmiş haplar var. Hepsini yemeye kalksak belkiömrümüz yetmeyecek...

O zaman ne yapmalıyız?

Bu sorunun cevabı bizim geleceğimizi belirleyecek kadar önemlidir...

Her büyük problem gibi bu sorunun cevabı da çok basit ve yalındır.

Mevsime ve yöreye uygun gıdaları ne kadar doğal ve temiz alırsak en uygunantioksidanı vücudumuza sağlamış oluruz. Ve bunlar çok az miktarda gereklidir.Hafif tarzda bir beslenme ile yeterli miktarı alabileceğimizi binlerce yıllıktecrübeler göstermiştir. Fazla ve kirletilmiş olarak aldığımızda ne oluyor,etrafımıza bakmak bu sorunun cevabını görmek için yeterli olacaktır.

Az miktarda gıdaları “şifa niyetine” keyifle yersek pek çok maddeyi almışoluyoruz aslında.

Örneğin bir avuç kabak çekirdeğini keyifle yesek neler almış oluyoruz birbakalım:

 

Kabak çekirdeği,  balkabağı (cucurbitapepo) çekirdeğidir. İçerisinde  Oleic,linoleic asit, E vitamin (gama-tokoferol)den zengin, A ve B vitaminleri ilefitosteroller bulunur. Kabak çekirdeğinde “Kukurbutin” adlı aminoasit, çinko veselenium vardır.

Ayrıca kabak çekirdeğinin kabuğunda demir (4mg/30g) zengin miktardabulunur.  Bu ölçülerek “kanıta dayalı”olarak kabak çekirdeğinde bulunan maddelerdir.

Evet kabak çekirdeğinde bu saptanan maddelerin dışında daha neler vardırneler. Örneğin çiğ kabak çekirdeğinden bir avuç yenildiğinde barsakparazitlerinden kurtulabilirsiniz. Anadolu’da barsak parazitlerini dökmek içinyaygın şekilde kullanılmaktadır. Bu da “gözleme dayalı” olarak kabakçekirdeğinde bulunan özelliklerdendir.

 

Bu örnekten hareketle “kanıta dayalı tıp” ile “gözleme dayalı tıp”birbirine rakip değil birbirini tamamlayan olgulardır. İşte bu iki tıbbınbirleştirilmesi “entegre edilmesi” gerekir. Bu şekilde doğru bilgi vedavranışlara ulaşarak RUH-ZİHİN-BEDEN bütünlüğümüzü en sağlıklı şekilde devamettirebiliriz. “Holistik Şifa Temel Eğitimleri” bu ihtiyaçtan ortaya çıkmıştır.Bu eğitimlerde dünyadaki kanıta dayalı ve gözleme dayalı bilgilerin doğruolarak süzülerek herkesin anlayacağı dilde paylaşımına sizleri ve sevdiklerinizibekliyoruz.

 

Evet hep birlikte ;

Saatleri ileri alalım,

Toksinleri dışarı atalım,

Holistik şifaya yelken açalım;

 

www.erolerguler.com

erol.erguler@gmail.com