Guatr, tiroid bezinin büyümesine halk arasında verilen bir addır. Çok genel kullanılmakta olup tıp literatürüne girmiştir. Değişik dillerde guvatr, guatr, goitre gibi adlandırılmaktadır. Burada fonksiyon artışı veya azalması değil boyundaki bezin büyümesi belirtilir. Guatr da basit büyüme veya nodüllü büyüme olabilir.
Tiroid bezi boynumuzda kelebek şeklinde bulunan bir iç salgı bezidir. Gıdalardaki iyottan tiroid hormonu yapar ve depolar. Günlük ihtiyacımız için kana verdiği tiroid hormonu vücuttaki organların faaliyetlerini düzenler. Bir başka deyişle tiroid bezi vücudumuzdaki organların orkestra şefidir. Tiroid hızlı çalışırsa metabolizma hızlanır, yavaş çalışırsa metabolizma yavaşlar.
Sonuçta tiroid bezindeki bozukluklar tüm vücudun dengesini bozabilir.
Tiroid bezinin fonksiyonunun az veya çok çalışma yönünde bozuklukları çeşitli belirtilerle fark edilir:
Boyunda şişlik, ağrı, halsizlik, tahammülsüzlük, el ve ayaklarda ödem-şişme, gözün ileriye fırlaması, ciltte aşırı terleme veya kuruluk, saç dökülmesi, sindirim bozuklukları, çarpıntı, aşırı zayıflama veya kilo artışı, yağ metabolizması bozuklukları, kas ve kemik erimeleri, adet düzensizlikleri, düşükler, aşırı sinirlilik ve dikkatsizlik, depresyon… işte görülüyorki tiroid bezinin az veya çok çalışması pek çok bildik şikayetleri ortaya çıkarıyor. Bu şikayetlerin tiroide ait olup olmadığı 6-7 adet kan tetkiki, ultrason ve sintigrafi ile kolayca ortaya çıkarılabilir.
Tabii ki burada esas olan doktorun hastayı muayenesidir. Muayeneyi destekleyen tetkiklerle teşhis konulur. Teşhiste ya hipertiroidi, ya hipotiroidi, ya tiroidit (en çok Hashimato tiroiditi), ya basit guatr, ya nodüllü guatr, ya da tiroid kanseri teşhis edilerek tedavi seçenekleri ortaya çıkar, ilaç (tiroid hormonu veya antitiroid ilaç), radyoaktif iyot (atom) tedavisi ve cerrahi (ameliyat) tedavisi. Bu tedavilerden hangileri yapılırsa yapılsın tedavinin takibi çok önemlidir. Bu takibin anlamı vücudun dengesinin takibidir aslında…